EMEK BİZİM SÖZ BİZİM SAĞLIK HEPİMİZİN ŞİARIYLA 29 MAYIS’TA ANKARA’YI BEYAZA BOYAYACAĞIZ

mek-Bizim-Söz-Bizim

EMEK BİZİM SÖZ BİZİM SAĞLIK HEPİMİZİN ŞİARIYLA 29 MAYIS’TA ANKARA’YI BEYAZA BOYAYACAĞIZ

Türk Tabipleri Birliği (TTB), ve tabip odaları olarak Ekim ayından beri alanlardayız. “Emek Bizim Söz Bizim” şiarıyla yollara çıktık. İstanbul’dan Ankara’ya Beyaz Yürüyüş,   Ankara’da Beyaz Forum yaptık. Arkasından Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında geniş katılımlı ve coşkulu G(ö)REV’lerde bulunduk.  Şimdi de 29 Mayıs’ta tüm illerimizden EMEK BİZİM SÖZ BİZİM SAĞLIK HEPİMİZİN şiarıyla Ankara’ya BEYAZ MİTİNGE geliyoruz. TTB, tabip odaları, sağlık meslek örgütleri, sendikalar, demokratik kitle örgütleri ile Ankara’yı beyaza boyayacağız.

Çok uzun süredir sağlık alanında hem hizmet veren hekim ve tüm sağlık çalışanları olarak, hem de sağlık hizmeti alan vatandaşlar olarak yaşanan sorunlar arık bir krize dönüşmüştür. Hekimler kötü çalışma koşullarından, ekonomik ve özlük haklarının her geçen gün erimesinden, aşırı hasta yoğunluğundan, 5 dakikaya bir hasta bakmaktan, Covid-19’un meslek hastalığı olarak sayılmamasından, her geçen gün artan şikayet ve şiddetten, orantısız bir biçimde haklarında açılan malpraktis davalarından, liyakatsız yöneticilerden, dertlerini dinleyecek bir Sağlık Bakanı bulamamaktan ve daha bir çok  sorundan bıkmış durumdadır. Vatandaşlar ise artık aylar sonraya ve evlerinden kilometre uzlaklıkta hastanelere randevu verilmesinden, çok uzun sürelerde tetkik yaptırmaktan, ameliyat olamamaktan, hastanelerdeki kalabalıklardan, özel hastanelerdeki pahalılıktan, kaderlerine terkedilmekten dolayı artık doğru dürüst sağlık hizmeti alamamaktadır. Ülkemizdeki birçok sitem gibi sağlık sistemide artık çökmüştür.

2002 yılından itibaren getirilen Sağlıkta Dönüşüm Projesi ile koruyucu sağlık hizmeleri ortadan kaldırılmıştır.  Bunun sonucunda bugün artık çok basit tedaviler bile hastanelerde yapılmaktadır. Sağlıkta Dönüşüm Projesi artık sağlık değil hastalık üretmektedir. Toplumun sağlığını bozmuştur. Her geçen yıl artan hasta ve hastalık oranları bunun göstergesidir. Hasta ve hastalık sayısının artmasından dolayı utanması ve istifa etmesi gerekenler, ne yazık ki bunu bir övünç olarak alkışlamaktadırlar.

Sağlıkta Dönüşüm Projesini sonucunda şunlar olmuştur;

•  Sağlığın piyasalaştırılması,

• Yurttaşların daha çok hastalanması,

•Nitelikli sağlık hizmetine erişilememesi,

• Hekimlik mesleğinin değersizleştirilmesi,

•Emeğimizin daha fazla sömürülmesi,

• Zaten gerilemiş olan gelirlerimizin açlık sınırının da altına düşürülmesi,

•Tıp ve tıpta uzmanlık eğitiminin niteliksizleştirilerek tahrip edilmesi

gibi sonuçlar ne yazık ki bizleri defalarca haklı çıkarmıştır. Pandemiler, ekolojik yıkım, savaşlar gibi sağlığın karşısında ne var ise öngördüğümüz, karşı çıktığımız, mücadele ettiğimiz tüm olumsuzlukları toplum yaşamış ve halen yaşamaktadır.

Emeğimiz, mesleğimiz ve toplumun sağlık hakkı için yaptığımız açıklamalar ve eylemlerin iktidar üzerinde oluşturduğu baskılara rağmen iktidar ve Sağlık Bakanlığı bizleri oyalamaya devam etmekte ve haklarımızı vermemek için elinden geleni yapmaktadır. 

Haklarımızı alabilmenin yolunun hep birlikte, yılmadan mücadele etmekten geçtiğini iyi biliyoruz, dün yaptığımız gibi bugün de mücadeleye devam ediyoruz. Yine uyarıyoruz: Mesleğimiz, sağlığımız alarm veriyor. Ama değiştirme, dönüştürme, geri alma şansımız var. Gelin hep birlikte sağlık alanındaki kötü gidişe dur diyelim, değiştirelim.

5 dakika muayene süresine, performansa, çalışma koşullarımızın kötülüğüne, ülkemizden genç ve çalışkan beyinlerin göçüne, şiddete, şikayete, polikliniklerde yığınla hasta bakmaya, döner sermayeye, aylar sonraya randevu verilmesine, hastalarla bizleri karşı karşıya getiren sisteme hep birlikte DUR diyelim.  Ülkemizin geleceği için Siyaha karşi BEYAZI, savaşa karşı BARIŞI, kavgaya karşı KARDEŞLİĞİ, baskıya karşı ÖZGÜRLÜĞÜ, kutuplaştırmaya karşı UZLAŞMAYI, herkes için iyi ve nitelikli ADALET ve SAĞLIK HAKKINI savunalım. 

29 Mayıs’ta Ankara’da “EMEK BIZIM SÖZ BIZIM, SAĞLIK HEPIMIZIN” şiarıyla beyaz mitingde buluşalım. Sadece Ankara’yı değil, tüm Türkiye’yi yaşadığımız kara günlere inat beyaza boyayalım.