İyi bir insan olmam için vaat edilen cennete ihtiyacım yok benim, ben kendim hep iyiyim zaten. Yaptıklarımla, varlığımla, üretken oluşumla. İyilik benim kendime olan inancım, başkasına değil. Ben iyi olunca ve çokça sevince her şeyi ve herkesi düzeltebileceğimi sanıp büyük bir yanılgının kıyısından dönmeseydim eğer kendimi bu kadar iyi anlayamazdım. Kimse düzelmiyor, kimse de ben değil, herkes başka. Eskiden kadın olmanın hayata eksi bir ile başlandığını düşündüren dünyanın içinden geçtim. Şimdilerde ise dünyaya sonsuz kere gelsem yine kadın olmayı seçeceğim bir hayat yaşıyorum. Her ne kadar kadına şiddet uygulansa da yok sayılsa da olmazlarla sınansa da yalnız bırakılsa da suyun akıp yolunu bulacağını biliyorum. Ve bu suyun bir gün tersine akacağını da! Kadın, sonsuzluğa açılan bir kapıdır girmek isteyene. Lakin önce ayakkabılarınızı çıkartmanız gerek!
Teknoloji hayatımıza girdikçe biz insan olmaktan çıktık, büyüdükçe ekranlarda dünyamız, biz giderek küçüldük, beklentimiz değişti beklediğimiz insanlardan. Adam gibi yanımızda durması gerekenler feminenleşti. Biz sapasağlam acılarla dans ederken, onlar trip atıp küsmeye başladı. Ya da nasılsa o halleder, o yapar deyip giderek yalnızlaştırılarak bir herkül yaratıldı ve sonra sen nasıl kadınsın erkek gibi deyip başka kadınlarla yine kadınlar aldatıldı. Yalnız kalmayı özlerken, istemeden yalnız kaldık, volkanlar bu kez içimizde patlayınca alevimiz tüm dünyayı sardı. Ve kimse söndürmeye gelmedi. (Çünkü itfaiyeciler de erkekti!) Güçlü kadın etiketi üzerimize yapıştırıldığından onlar nasılsa başının çaresine bakar denildi. Belki de uyduruyorumdur bunların hepsini kim bilir? Yine de kadınlarla uğraşmaktan onları olduğundan farklı bir yöne çekmekten vazgeçin. Siz bir erkek olarak olduğunuz kişi olmadığınız için kadın maskulen bir hale dönüşüyor. “Olmadığın bir şeyi hedeflersen başarısız olursun. Bir BMW, Mercedes olmaya çalışmaz, dünkü halinden daha iyi bir versiyona dönüşür sadece, onun için çabalar. Kendiniz olmayı deneyin (yani adam olmayı) kendinizin yeni versiyonu dünden daha iyi olmak olsun.” Hepsi bu. Kadın gibi davranıp dişil enerjinin içine etmekten vazgeçin. Öyle güzel görünmüyorsunuz!
Olmanız gereken zamanda bir kadının yanında değilseniz diğer zamanlarda gölge yapmayın yeter. Tarih boşluk bırakmaz, herkesin yeri elbet bir gün dolar. Ama iyi ama kötü sen sadece ilerle. Hayat başa çıkabildiklerinle güzel. Gerçi başımıza ne geliyorsa inanmaktan geliyor, ister tanrıya ister insana… Her şey inanmakla başlıyor.
Diğer yarını bulamadığın her an arayışta olmak yoruyor insanı, özgürleştikçe girdiğimiz hapisten yine kendin çıkmak zorundasın kimse gelip seni kurtarmıyor. Sevgi, aşk, yanındayım, ölüm bizi ayırana dek, hatta öldükten sonra masalları artık çocuklara bile anlatılmıyor. Çünkü hayat masalın başındakinden öteye gidemiyor. “Bir varmış bir YOKMUŞ” the and.
Yani anlayacağınız “Yanlış bir hayatı doğru yaşayamazsın” o yüzden herkes doğduğu gibi kalsın lütfen başka ihsan istemez.
Kadın olmayı burada birkaç kelimeye sığdıracak kadar iyi değilim lakin bana göre dünya bu konuda ikiye ayrılıyor, “kadınlar ve geriye kalanlar” azıcık kıymet bilin ya!
Bir Japon atasözü der ki “İster ağlayın, ister şarkı söyleyin, yaşayacağınız hayatın süresi değişmeyecek.” O yüzden herkes üzerine düşeni yapsın bence. Kadınları rahat bırakmakla başlayın. Azıcık huzur herkese lazım lakin azıcık huzur için seçeneklerimiz çok az.
Siz neyi seçiyorsunuz?
Bence her kadın bu iki kuralla yaşamalı. Birincisi asla kendinden başka kimseye sonsuz güvenme, ikincisi ise birinci kurala her daim sadık kal.
Tüm kadınlara….
Gülay MORGÜL